9.08.2007

Dua Hakkında

Dua, varlığımızı ötelere taşıyan kristal bir andır. Dua kalbimizi dudağımıza komşu eyleyen duru bir nefestir. Dua, bakışımızı gayba açan billur penceredir. Dua niyetimizi ümide ulaştıran bin kanatlı melektir. Dua nefesimizi semalara taşıyan yumuşcık bir rüzgardır. Dua, cılız sözlerimizi ebedi meyvelere dönüştüren bir kutlu ağaçtır.Dua, kalbimizi yalnızlık ve yetimlik toprağından sıyırıp sonsuz baharların çiçeği eyleyen bin bereketli tohumdur. Dua aczimizi, fakrımızı Kadir-i Rahim'in dergahında reddedilmez bir şefaatçi eyleyen kapıdır. Dua, sözümüzü vahyin ırmağına akıtan pınardır. Dua, hüznümüzü bu yaşam sınavında bizimle derttaş olmuş nice peygamberin(a.s) genişlemiş göğsüne taşıyan elçidir. Dua her birimizi yaratıcımızın ebedi Sözü'yle ağızbirliği ettiren rabbani bir lütuftur...
Ve en nihayetinde dua istemektir. İstemenin şekli, zamanı,yeri, konusu, gerekçesi, sıklığı gibi detayları bir yana bırakırsak, duanın insan eylemlerinin nihai sonucu olduğunu görürüz. Ne yaparsak yapalım, ne edersek edelim, yaptığımız şey 'istemek'ten ibarettir.Elimizden gelmeyen için duaya sarılmak da, elimizden gelen için işe sarılmak da,şekli farklı olmakla birlikte 'dua'nın 'isteme' anlamında buluşurlar. Öyle ise dua etmek ya da etmemek diye bir seçeneğimiz yok. bazen el açar, dilimizle dua eder, sözümüzü dua eyleriz, bazen yaptığımız işle ister, eylemimizi sua eyleriz. El açıp fısıltıyla dua ettiğimizde sözümüzü işiten Yaratıcı da, bir işe girişip, girişimimizin sonucunu yaratmasını beklediğimiz Yaratıcı aynı ve tek Yaratıcıdır.

Senai & Semine demirci

---- o ----

Dua yükseliştir
Dua, ruhtan bir filizin yeşermesi, boy sürmesidir. Dal budak salmak için rahmetlere avuç açar gibi, yaprak yaprak açmasıdır. Her yaprak yakarış, her çiçek açışı bir duadır.İnsanın duası ruhtak, korkunç şiddette bir buluşma özlemidir.Ebedi ve Ezeli Sevgiliye...Dua, bize bahşedilmiş bir miraz olayıdır. Rabbin huzuruna çırılçıplak, saf bir ruhla çıkmaktır. Merasimsiz, teklifsiz bir ziyaret gibi çıkıştır. Vasıtasız, teşrifatçısız, en ulu hükümdarın katına yükseliştir, divana yüz sürüştür,eşiğinde erircesine diz çöküş,boyun büküştür.Her şeyi bizden daha iyi gören bilen bize bizden daha yakın olanın divanında aydınlık bir hesaplaşma ve yakarıştır.Sonra da bir kurtuluştur.En iyi bilenin huzurunda hiçbir şeyi gizlemeye ve inkara cesaret edemeden açık bir muhasebedir.

İlyas Kaplan, Dua Risalesi

---- o ----

Her dua bir güvercindir...
Nemrud, dağlar gibi ateş, yakmış ve Hz.İbrahim(as)'i içine atmış.Uzaktan bir güvercin gagasında bulunan bir damla su ile görünüyor.Hz.İbrahim(as) için yakılan ateşin üzerine dökecek."Ne ise yarar dağ gibi ateş karşısında bir damlacık su?"diye soruyorlar."Olsun" diyor güvercin,"dostluğumuz belli olsun!"

Duamızı küçümsemeyelim, dudağımızdan içtenlikle dökülen cümleleri, kalbimizden yanarak çıkan yakarışları az görmeyelim.Bütün müminleri sarıp sarmalayan zulum ateşine karşı, hepimizi tehdit eden cehennem ateşine karşı,dilimizde billur saflığında bir damlacık dua olsun.Dualarımızı kardeslerimize yollayalım.kardeşliğimizi gösterelim, belki birimizin duası, belki hepimizin duası bizi bu cehennem ateşinden uzak eder, zulum yangınını söndürür.

Senai Demirci

---- o ----

Dua sadece dua edene değil, belki dua edilen yerde bulunanlara ve çevreye de etkili olmaktadır.Namazda kıraati Allah ile konusur gibi okumak nasıl namaz adabından ise duayı da Allah kulunu dinliyormus gibi ve kendisine cevap veriyormus gibi yapmalıdır.Dua, duyulan korkular sonucu bir panik ve sığnma gibi görülmemeli, aksine yüce kudretten güç ve enerji almak olarak değerlendirilmelidir.İnsanda korku duygusu fıtri olarak vardır.Ancak insanın bildiği sevdigi ve guvendigi kudrete duydugu saygı dolu korku ile bilincsizce panik halindeki karku arasında fark vardır.Sonra insan keyfinin isteiğin egöre uykusuzca ve tehlikesizce kendi hayatına yön veremez.Başarı için hayatın gerektirdiği kaidelere uymak şarttır.İster ruhi ve ahlaki ister fizyolojik olsun kendimizdeki temel faaliyetleri ölüme terketmemeliyiz.
Prof.Hasan Kamil Yılmaz

---- o ----

İslam nedir?Bu soruya tek kelimeyle cevap verilebilir: Dua.
Yalnız bu kelimeyi, insanın ibadet ederken yaptığı hareketlerin ötesinde, kişinin bütün varlığıyla Allah'ına yönelişi olarak anlamamız gerekir.İşte İslam teriminin gerçek anlamı da budur zaten.Çünkü İslam kelimesi "esleme"(kendini Allah' a teslim etmek, kendini Allah'a bırakmak) fiilinden gelir
Bu kelime kökeni itibariyle barış(selam) anlamını da içerir.Nitekim Müslümanlar kendi aralarında "Selamun Aleykum/ Barıs ve Esenlikte Ol!" ifadesini kullanarak birbirlerine yaklaşır, birbirleriyle selamlaşırlar.Karşınızdakine güven veren bu söz, bu selamlaşma, Barıs'tan yola çıkar, Barıs'a götürür.
Eva de Vitray - Meyerovitch,Duanın Ruhu

---- o ----

Sesi kısarak sözü yükseltmektir dua
Kelamdır kelimedir duyuş hissediştir
Kuvvet ve kudret karşısında aczin ve zavallılığın sınanmasıdır kimi zaman
Arzular istekler ve dilekler
Ardı gelmeyen hevesler hevalar
Korkarak ümit etmenin bir çeşidi
Yaradan ile teke tek konuşma ses ile kah fısıldayarak kah fısıltıları duyarak
Şükür ve sevgiyi gösterme evvel sonra isteme isteyebildiğince
Verildikçe verilenden derildikçe derilme dirildikçe dirilme
Kulluk bilincinin güçlenmesidir dua ve sığınağı çaresizlerin
Kimsesiz bir kimse yok her kimsenin var kimsesi
Kimsesiz kaldım meded ey kimsesizler kimsesi

İskender Pala - Ayine

Hiç yorum yok: